Şair Evlenmesi - 9. Fıkra by brahim nas Lyrics
[MÜŞTAK BEY]
(Kumru Hanım'ı koltuğuna almış ve birbirlerine yan yan, nâz ile bakarak mütehayyir kalmış iken) Vay, sen mahalleli ile beraber gitmiyor musun?
[HİKMET EFENDİ]
Hayır, sana bir iki lâkırdım var.
[MÜŞTAK BEY]
A canım, sabah gel de bir iki bin tanesini söyle. Bak, o zaman nasıl can kulağı ile dinlerim.
[HİKMET EFENDİ]
Yok, yok şimdi söyleyeceğim.
[MÜŞTAK BEY]
Ey, haydin, çabuk ol! (Başını Kumru Hanım'dan yana çevirip Hikmet Efendi'nin lâkırdısına kulak vermez).
[HİKMET EFENDİ]
Ey benim sevgili dostum.
[MÜŞTAK BEY]
Daha bitmedi mi?
[HİKMET EFENDİ]
Vay, dur bakalım, başlayayım.
[MÜŞTAK BEY]
Amma uzunmuş hâ...
[HİKMET EFENDİ]
Benim gibi bir dostuna danışmadan evlendiğine tövbe mi?
[MÜŞTAK BEY]
Aman sen de, günahımı mı çıkarıyorsun, nedir bu?
[HİKMET EFENDİ]
İşte, kendi menfaati için aşk ve muhabbet tellâllığına kalkışan kılavuz kısmının sözüne itimat edenin hali budur.
[MÜŞTAK BEY]
Ah, a kardeş, gideceğin yere amma geç kalıyorsun ha, öyle, işinden geri kaldığına asla razı olamam.
[HİKMET EFENDİ]
Sen ve ıyâlin birbirinizi her cihetle tanıdığınız hâlde, evlenirken ne belâlara uğradın bakındık.
[MÜŞTAK BEY]
Ya, evlenmeden evvel istihareye yatmak istiyordum; her nasılsa unutmuşum. Aman, aklımda iken varayım, istihareye yatayım. Göreceğim rüyaları sonra yine sana tabir ettiririm.
[HİKMET EFENDİ]
Ya birbirlerinin ahvalini asla bilmeyerek ev bark olanların hâli nasıl olur; var bundan kıyas eyle.
[MÜŞTAK BEY]
(Gözlerini uğuşturarak) Of, nasihat sıkıntısı ile bir uykum geldi, tarif edemem. Ruhsatın olursa, azıcık varsam uyku kestirsem olmaz mı?
[HİKMET EFENDİ]
İşte ben gidiyorum. Var artık ne yaparsan yap; fakat aldığın dersi unutma hâ...
[MÜŞTAK BEY]
Adam, hiç unutur muyum? Ben, o dersi alıncaya kadar az zahmet mi çektim? Her ne ise, evlenmenin ilmini pekâlâ öğrendim. Memûl ederim ki ameliyatın güzelce icrasında hiçbir kusur etmem.
(Kumru Hanım'ı koltuğuna almış ve birbirlerine yan yan, nâz ile bakarak mütehayyir kalmış iken) Vay, sen mahalleli ile beraber gitmiyor musun?
[HİKMET EFENDİ]
Hayır, sana bir iki lâkırdım var.
[MÜŞTAK BEY]
A canım, sabah gel de bir iki bin tanesini söyle. Bak, o zaman nasıl can kulağı ile dinlerim.
[HİKMET EFENDİ]
Yok, yok şimdi söyleyeceğim.
[MÜŞTAK BEY]
Ey, haydin, çabuk ol! (Başını Kumru Hanım'dan yana çevirip Hikmet Efendi'nin lâkırdısına kulak vermez).
[HİKMET EFENDİ]
Ey benim sevgili dostum.
[MÜŞTAK BEY]
Daha bitmedi mi?
[HİKMET EFENDİ]
Vay, dur bakalım, başlayayım.
[MÜŞTAK BEY]
Amma uzunmuş hâ...
[HİKMET EFENDİ]
Benim gibi bir dostuna danışmadan evlendiğine tövbe mi?
[MÜŞTAK BEY]
Aman sen de, günahımı mı çıkarıyorsun, nedir bu?
[HİKMET EFENDİ]
İşte, kendi menfaati için aşk ve muhabbet tellâllığına kalkışan kılavuz kısmının sözüne itimat edenin hali budur.
[MÜŞTAK BEY]
Ah, a kardeş, gideceğin yere amma geç kalıyorsun ha, öyle, işinden geri kaldığına asla razı olamam.
[HİKMET EFENDİ]
Sen ve ıyâlin birbirinizi her cihetle tanıdığınız hâlde, evlenirken ne belâlara uğradın bakındık.
[MÜŞTAK BEY]
Ya, evlenmeden evvel istihareye yatmak istiyordum; her nasılsa unutmuşum. Aman, aklımda iken varayım, istihareye yatayım. Göreceğim rüyaları sonra yine sana tabir ettiririm.
[HİKMET EFENDİ]
Ya birbirlerinin ahvalini asla bilmeyerek ev bark olanların hâli nasıl olur; var bundan kıyas eyle.
[MÜŞTAK BEY]
(Gözlerini uğuşturarak) Of, nasihat sıkıntısı ile bir uykum geldi, tarif edemem. Ruhsatın olursa, azıcık varsam uyku kestirsem olmaz mı?
[HİKMET EFENDİ]
İşte ben gidiyorum. Var artık ne yaparsan yap; fakat aldığın dersi unutma hâ...
[MÜŞTAK BEY]
Adam, hiç unutur muyum? Ben, o dersi alıncaya kadar az zahmet mi çektim? Her ne ise, evlenmenin ilmini pekâlâ öğrendim. Memûl ederim ki ameliyatın güzelce icrasında hiçbir kusur etmem.