Garip Kuş by Kiliseler ve Liseler Lyrics
Günler uzuyor bütün bir kış garip kuş
Sakalların uzuyor sakalların tırnakların değil
Bahçenin bakışına aldırmayıp bohçanı hazırlıyorsun
Çünkü şu günlerde telsizler memnun ve radarlar
Kanatların uzuyor garip kuş, kanatların ve gözlerin
Bohçanı hazırlıyorsun bahçen kalmalı
Rahmet okuyorken sen hantal bedenine hayret
Görmedin mi yüreğin çoktan bitirip işini havalandı
Gök daha anlamlı, yer bambaşka bir yer artık
Şu bulutlar, bunlar işte, bütün şimdi mi aralandı
Güneş, kabaran toprak, garip kuş sana şakımak
Vur kanatlarını dans et vur sana dans etmek kaldı
Demek günün hiç bilmediği bir saat bu
Fevkâlbeşer bir çaba iyi de kim sanar ki
Bahar gelmek istediğinde ona ne direnir
Gam boşa
Derken hatırına Vietnam ve Kamboçya
Ve sen
Uçuyorsun
Üzerinlerinde zamanın damgasını taşıyan
Alınlar üzerinde
Başlarını kaldırmış sana bakıyorlar sürü sepet
Kaşları yok kirpikleri
Senin hakkında konuşuyor ödleri sesleri kısık
Uçuyorsun ya inançlı ve hür
Terörist olmasın bu diyorlar
Büyüyor ağzında taşıdığın misket
Koltuğundaki kitap
Büyüyüp bomba oluyor onların gözünde
Açıyorsun ağzını ya kollarını
Kaçıyorlar köşe bucak
Üstelik fırsatını bulunca haklı çıkmak
Ve kendilerine benzetmek için seni
Bir suç yerleştirmek istiyorlar cebine
Fırsatını bulunca ham hum şaralop
Sen secdedeyken garip kuş
Sonun karakol
Ve sen
İşte görüyorsun
Ihtiyacın berraklığını bulandırıyor
Unutulan doğurmanın zevki
Kara haberler dinliyorlar
Önlerinde büyük parlak akşam sinileri
Dizlerini dövüyor elleri
Dizleri minderleri
Türk'ün aklı geçince mideden
Kapanıyor samsung
Açılıyor yüklük
Iniyor yorgan döşek fakat
Düşünmüyor kimse çok geç olmadığını
Düşünmüyorlar yemek yemeyi bile
Başka bir şey hâline getirdiklerini
Ve sen
İşte gördün
Bayraklar dağıtıldı cuma çıkışlarında
Günlük olmayan bu görüntüler ayetler, philip morris, belâ ve niyaz
Erkence dağıldılar günün sonunda
Yalnız bir çocuk kaldı yalnız bir çocuk ve sen
Çocuğun elinde kanıyla uyuşan bir bayrak
Tepesinde sen paytak, park, ana, akran, okul, kahvaltı
Yurdundan uzakta bir çocuk ve saydam
Gözlerinde büyüyen ikdam, kavga ve inhidam
Ve sonra sen garip kuş uçtun ya ne oldu?
Hâlini soran, önüne bir parça ekmek koyan mı oldu?
Uçtun ya gördün, bahçesiz, bohçan boş, gördün ya ne oldu?
Bir tenezzül doğurdun, bir silah doğruldu
NAKARAT
Telsizler memnun garip kuş telsizler memnun telsizler
Bedelini ödeyerek öpüşen kimse kalmamış gibi
Radarlar memnun garip kuş radarlar memnun radarlar
Bir kuşu kimse ciddiye almıyor demek
ÇIKIŞ
Gök delenler gâvur edilen toprak
Ovalar, tepeler, deniz, ada, deniz çöl
Belli, zor zanaat
Bulduğunda seni tekrar
Aramaya başlatacak olanı aramak
Bahçeni özlüyorsun bahçen de seni
Sakalların ağarıyor karanlık değil
Uçmak diyorsun haysiyet ister
Haysiyet hassasiyet
Bir yere doğru
Ve sen
Garip kuş
Sakalların uzuyor sakalların tırnakların değil
Bahçenin bakışına aldırmayıp bohçanı hazırlıyorsun
Çünkü şu günlerde telsizler memnun ve radarlar
Kanatların uzuyor garip kuş, kanatların ve gözlerin
Bohçanı hazırlıyorsun bahçen kalmalı
Rahmet okuyorken sen hantal bedenine hayret
Görmedin mi yüreğin çoktan bitirip işini havalandı
Gök daha anlamlı, yer bambaşka bir yer artık
Şu bulutlar, bunlar işte, bütün şimdi mi aralandı
Güneş, kabaran toprak, garip kuş sana şakımak
Vur kanatlarını dans et vur sana dans etmek kaldı
Demek günün hiç bilmediği bir saat bu
Fevkâlbeşer bir çaba iyi de kim sanar ki
Bahar gelmek istediğinde ona ne direnir
Gam boşa
Derken hatırına Vietnam ve Kamboçya
Ve sen
Uçuyorsun
Üzerinlerinde zamanın damgasını taşıyan
Alınlar üzerinde
Başlarını kaldırmış sana bakıyorlar sürü sepet
Kaşları yok kirpikleri
Senin hakkında konuşuyor ödleri sesleri kısık
Uçuyorsun ya inançlı ve hür
Terörist olmasın bu diyorlar
Büyüyor ağzında taşıdığın misket
Koltuğundaki kitap
Büyüyüp bomba oluyor onların gözünde
Açıyorsun ağzını ya kollarını
Kaçıyorlar köşe bucak
Üstelik fırsatını bulunca haklı çıkmak
Ve kendilerine benzetmek için seni
Bir suç yerleştirmek istiyorlar cebine
Fırsatını bulunca ham hum şaralop
Sen secdedeyken garip kuş
Sonun karakol
Ve sen
İşte görüyorsun
Ihtiyacın berraklığını bulandırıyor
Unutulan doğurmanın zevki
Kara haberler dinliyorlar
Önlerinde büyük parlak akşam sinileri
Dizlerini dövüyor elleri
Dizleri minderleri
Türk'ün aklı geçince mideden
Kapanıyor samsung
Açılıyor yüklük
Iniyor yorgan döşek fakat
Düşünmüyor kimse çok geç olmadığını
Düşünmüyorlar yemek yemeyi bile
Başka bir şey hâline getirdiklerini
Ve sen
İşte gördün
Bayraklar dağıtıldı cuma çıkışlarında
Günlük olmayan bu görüntüler ayetler, philip morris, belâ ve niyaz
Erkence dağıldılar günün sonunda
Yalnız bir çocuk kaldı yalnız bir çocuk ve sen
Çocuğun elinde kanıyla uyuşan bir bayrak
Tepesinde sen paytak, park, ana, akran, okul, kahvaltı
Yurdundan uzakta bir çocuk ve saydam
Gözlerinde büyüyen ikdam, kavga ve inhidam
Ve sonra sen garip kuş uçtun ya ne oldu?
Hâlini soran, önüne bir parça ekmek koyan mı oldu?
Uçtun ya gördün, bahçesiz, bohçan boş, gördün ya ne oldu?
Bir tenezzül doğurdun, bir silah doğruldu
NAKARAT
Telsizler memnun garip kuş telsizler memnun telsizler
Bedelini ödeyerek öpüşen kimse kalmamış gibi
Radarlar memnun garip kuş radarlar memnun radarlar
Bir kuşu kimse ciddiye almıyor demek
ÇIKIŞ
Gök delenler gâvur edilen toprak
Ovalar, tepeler, deniz, ada, deniz çöl
Belli, zor zanaat
Bulduğunda seni tekrar
Aramaya başlatacak olanı aramak
Bahçeni özlüyorsun bahçen de seni
Sakalların ağarıyor karanlık değil
Uçmak diyorsun haysiyet ister
Haysiyet hassasiyet
Bir yere doğru
Ve sen
Garip kuş