Kantaron by Gabiah Lyrics
Verse1
Burada ne gece var ne sabah el ne yazsın?
Benim yorgun halim ve sen bembeyazsın
Beni ağlatan küçük bir kızdı
Ve seni parlatan gökteki yıldızdı
Senin gözlerine matem yakışırdı
Ve yüz çevirmiştin binalar bakışırdı
Ya da benim ölmek üzere olan kalem uçlarımdan
Bahsetmek veya yaşamak korkumdan
Şimdi hiçbir şeyim yok herşeyim yasım
Sen hiç bakma şu sokağın ardı kasım
Şiirim olmasaydı bulurdum ekmek
İsmim doğduğum o kenti terketmek
Duvarımın içindeki çatlakta heceler
Benim kafamdalar sırf sen için en buruk bilmeceler
Artık yoklar kitabımın larvaları
Benim seni gömdüğüm yer kantaron tarlaları
Verse2
Ben yıkık duvarlı kentlerin türküsüyüm
Çünkü ben yağmurda kalan çocuk saçlarının örtüsüyüm
Ben dünyaya düştüm dipte sızıyım
Ve senin avuç içine güller parçaladım hala kırmızıyım
Bu güz ağır geçti kapında vebayım
Ellerimde kurşun ve yorgunum hebayım
Burada çocuklar var hep on yedi yaşı
Gırtlağımdan giyotin gibi geçen gözyaşı
Dudaklarımda bıçak kesikleri var çok derin
Başım sanki sorgu odası soyuldu derim
Yağmur da bi kat kızgın ütüsüz gömleklerim
Senin ki gömmekmiş bayramım ölmek benim
Çok çocuklar geçti düşmanı umutmuş
Sense bir çiçektin kendini kurutmuş
Artık yoklar kitabımın larvaları
Benim seni gömdüğüm yer kantaron tarlaları
Burada ne gece var ne sabah el ne yazsın?
Benim yorgun halim ve sen bembeyazsın
Beni ağlatan küçük bir kızdı
Ve seni parlatan gökteki yıldızdı
Senin gözlerine matem yakışırdı
Ve yüz çevirmiştin binalar bakışırdı
Ya da benim ölmek üzere olan kalem uçlarımdan
Bahsetmek veya yaşamak korkumdan
Şimdi hiçbir şeyim yok herşeyim yasım
Sen hiç bakma şu sokağın ardı kasım
Şiirim olmasaydı bulurdum ekmek
İsmim doğduğum o kenti terketmek
Duvarımın içindeki çatlakta heceler
Benim kafamdalar sırf sen için en buruk bilmeceler
Artık yoklar kitabımın larvaları
Benim seni gömdüğüm yer kantaron tarlaları
Verse2
Ben yıkık duvarlı kentlerin türküsüyüm
Çünkü ben yağmurda kalan çocuk saçlarının örtüsüyüm
Ben dünyaya düştüm dipte sızıyım
Ve senin avuç içine güller parçaladım hala kırmızıyım
Bu güz ağır geçti kapında vebayım
Ellerimde kurşun ve yorgunum hebayım
Burada çocuklar var hep on yedi yaşı
Gırtlağımdan giyotin gibi geçen gözyaşı
Dudaklarımda bıçak kesikleri var çok derin
Başım sanki sorgu odası soyuldu derim
Yağmur da bi kat kızgın ütüsüz gömleklerim
Senin ki gömmekmiş bayramım ölmek benim
Çok çocuklar geçti düşmanı umutmuş
Sense bir çiçektin kendini kurutmuş
Artık yoklar kitabımın larvaları
Benim seni gömdüğüm yer kantaron tarlaları